20 Mayıs 2015 Çarşamba

İncir Reçeli






Babam pek severdi. Marketten alınan reçellerin dibinde 5-6 incir tanesi olurdu. Suyuna özenle ekmeğini batırır, taneleri de minicik parçalara bölerek yerdi. Bir reçel üstadı olan annemin incir reçeli kaynattığını hiç görmedim. Ankara' da bulunmazdı o yüzdendir herhalde. Yoksa anneannemin akrabalarında ikram edilirdi evde yapılmış incir reçeli. Tarif de oradan aklımda kalmış. Çocuk aklı işte, neyi ne zaman kaydedip, ne zaman kullanacağını kim kestirebilir ki?

Yıllar sonra Akçay' da oturduğumuz geçici möbleli evimizin karşısında baharda meyve veren baba incir ağacını gördüğümde havalara uçmuştum. Sabahın erinde üzerlerinden daha gecenin buğusu kalkmadan toplanmalı reçellik incir. Alacalı soyulup soğuk su dolu tencerede bir tam gün bekletilmeli arada suyu değiştirilerek ki sütü gitsin. Ertesi gün sıkılacak kadar yumuşayıncaya dek kaynatılıp süzülmeli ve her bir tane sıkılmalı içinin temizlenmesi için.

120 adet incire bir kilo şeker ve yarım litre suyla şurubu kaynamalı. İçine her yirmi incir başına bir karanfil tanesi atılmalı. Kaynayan şerbete incirler eklenmeli ve şurubu iyice sindirene kadar kısık ateşte pişmeli.  Bu tarifle ağzına kadar incirle dolu kavanozlarınız ve ancak o kavanozlara yetecek kadar şerbetiniz olur. Reçel seven kahvaltıda, kahvaltı edemeyen tatlı niyetine kaymakla yiyebilir.

Hayatımın en büyük keyiflerinden biridir babama 2 kocaman kavanoz incir reçeli gönderebilmiş olmak. Umarım bu pişirdiğim reçel de ruhuna değmiştir.




11 Şubat 2015 Çarşamba

Hey gidi!

Geçen pazar annemin doğum günüydü. En kocaman ağabeyim ve yengemin güzel düşüncesiyle annemin yazdığı şiirler bir araya toplandı ve bir kitap yapıldı. İçine de fotoğraflar konuldu. Biri de bu:


Bu nikah fotoğrafları. Umutlu, endişeli, düşünceli gözleri soru işaretli,  arkada taş, önde yoldaş...

Fotoğrafta görülen kıyafetin pardesüsünden lise mezuniyet kıyafetim dikilmişti. Gri muare ipek tafta..Pantolon ceket takım. Pembe ipek astarından da içine blüz. Çok  sükse yapmıştı kıyafetim.

O zamanlar başka zamanlarmış. Yokluk bile başkaymış. Annem perdelik kumaş olmadığından paraşüt kumaşından perde yaptıklarını anlatır hayıflanarak. Anne saf ipek perden varmış dediğimde şaşarak.